türk dili ve edebiyatı
 
  ANA SAYFA
  roman özetleri
  roman tahlilleri
  ZEKA TESTİ
  DERS SLAYTLARIM
  ÖĞRENCİLERİN İLGİNÇ CEVAPLARI
  TÜRK DİLİ
  KİM 500 MİLYAR İSTER ve BİLGİ YARIŞMASI Yeni
  ŞİİR DİNLETİSİ
  DENEMELER
  BEDAVA DERS SEYRET
  OSS PUAN HESAPLAMA
  ÖĞRENCİ ETKİNLİKLERİ
  HİKAYELER
  GALATASARAY
  ANKET
  VAR MISIN YOK MUSUN OYUN
  BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
  SATRANÇ OYNA
  ÜNİVERSİTELER
  EDB.DİL VE ANLATIM SORULARI
  Unutma nasıl önlenir?
  Zekanızı geliştirecek 5 strateji!
  ÇANAKKALE ŞEHİTLİĞİ FOTOĞRAFLARI
  SAYAC
BEDAVA DERS SEYRET
GÖRÜNTÜLÜ EDEBİYAT VE TÜRKÇE DERSİ KONULARINA ULAŞMAK İÇİN AŞAĞIDKİ   ADRESE CİFT TIKLAYINIZ
http://video.kraloyunstar.org/izle/ders-videolari

yazım kuralları için: aşağıdaki adresi tıklayınız.
http://www.videodersler.net/edebiyat/yazim-kurallari-soru-cozumleri.html

AŞAĞIDAKİ SORULARI ÇÖZÜNÜZ.

1. Aşağıdakilerden hangisinde anlatım bozukluğu yoktur? A) Sen, bundan sonra bir daha buraya gelme. B) Halkı, ilk defa başlattığımız bu kampanya ile bilgilendireceğiz. C) “Kitap” sözcüğünün sonu tonsuz ünsüzle bitiyor. D) Buralarda bayan pantolon satan bir yer var mı? E) Ankara, nüfus sayısı bakımından İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. ___________________________________________ 2. Bu şehrin üç yerinde üç ayrı gözyaşım var: Biri seni ilk gördüğüm yerde, biri beni ilk öptüğün yerde, biri de ya beni terk edip gideceğin ya da daima seveceğin yerde. Bu cümledeki anlatım bozukluğuna benzer bir anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Kardeşini bulmak için bir aşağı bir yukarı çıkıyor. B) Kadının saçları ağarmış olmasına rağmen hala güzeldi. C) Benim buraya geldiğimi kimse istemiyor. D) Bölgedeki yangınların sabotaj sonucu çıktığı öngörülüyor. E) Son yazdığı romanına, isim bulmakta bir hayli zorlandı. _________________________________________ 
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur? A) Ağlayan kadın, yaşlı gözlerle kendisine sorulanları cevaplıyordu. B) Çocuğu bir süre bekleyip gitti. C) Küllük, Tekin’in birbiri ardınca yaktığı sigara izmaritleriyle dolmuştu. D) Akşam 20.45’te parkta mı yoksa daha önceden gittiğimiz çay bahçesinde mi buluşalım? E) Erzurum’da bugün hava sıcaklığı sıfırın altında beş derece. _________________________________________
 4. “Arkadaşımla gezerken babam telefon açtı, işim olduğunu söyleyip ondan özür diledim.” Bu cümledeki anlatım bozukluğuna benzer bir anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Boş vakitlerimde korku romanları okumasını çok seviyorum. B) Ali’yi top oynarken gördüm. C) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Yaban adlı romanında, Yunanlıların Türklere yaptığı zulmü çok ayrıntılı bir şekilde anlatmış ve bazı Türk köylülerinin Yunanlılara kucak açmasını eleştirmiştir. D) Adana’da otobüs bileti fiyatları yeniden ayarlandı. E) Yıllar sonra doğduğu kasabaya gitmeyi hiçbir zaman istemedi. ________________________________________ 
5. Aşağıdakilerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur? A) Türkler, İslamiyet’i kabul ettikten sonra , hayata bakış açılarında önemli değişiklikler olmuştur. B) Bütün gün anlattığın o işi düşündüm. C) Kar yağışının durması üzerine ulaşıma kapanan köy yolları açıldı. D) Bunu Mehmet kendi istemişti. E) Kardeşim, toplantıdan hemen ayrılmak istediğini kulağıma sessizce söyledi. ________________________________________ 
6. Ne ışığı kalır güneşin ne de ısısı Karanlığı ufku sarınca yağmur sesinin Bozulur aşk nağmelerinin bütün büyüsü Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi söylenemez? A)Bir ad tamlamasında bir tamlayan birden çok tamlanana bağlanmıştır. B)Bir ad tamlamasında tamlayan ile tamlanan yer değiştirmiştir. C)Sıfat tamlaması kullanılmıştır. D)Sözcük halinde zamir kullanılmıştır. E)İki tane zincirleme ad tamlaması kullanılmıştır. __________________________________ 
7. “Bu mutfak balık kokuyor” cümlesindeki “balık” sözcüğünün görevce özdeşi hangi seçenekte kullanılmıştır? A) Ahmet Ağa, oğullarından birini Adana’ya göndermiş. B)Alemin saygı ve taktirini kazanmış bir adam olacaksın. C)Maksadını açıkça yaz, gerisini onlar düşünsün. D) Bana da incir reçeli alır mısın? E)Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilmez; savaş sevginin tamamlayıcısıdır. __________________________________ 
8. .Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde türerken ünlü kaybına uğramış bir sözcük bulunmaktadır? A) Dervişin zikri neyse fikri de odur. B) Besle kargayı oysun gözünü. C) Altın ateşte, insan mihnette belli olur. D) Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. E) Kaynayan kazan kapak tutmaz. _________________________________________ 
9. Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum Her lahza alev gibi hasretti duyduğum. Bu dizelerin öznesi ve yüklemi sırasıyla aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? A)Çocukluğum / balkan şehirlerinde geçerken B)Her lahza / duyduğum C)Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum/ alev gibi hasretti. D)Çocukluğum/ hasretti E)Her lahza duyduğum/ alev gibi hasretti __________________________________________ 10. Şimdi ne yararı var (1) “Senden mi (2) benden mi (3) kaynaklanıyor (4) bu hallere düşmemiz (5)” diye sormamın (6) Yukarıdaki cümlede numaralanmış yerlerin hangi ikisine soru işareti getirilmelidir? A)1. ve 2. B)2. ve 3. C)3. ve 4. D)5.ve 6. E)4. ve 5. ____________________________________________________________________________ 11. Aşağıdakilerin hangisinde kendi sözcüğü bir adın yerine kullanılmamıştır? A)Herkes gibi o da kendi halinde bir insandı. B)Bütün bunları daha önce kendisine de söyledim. C)Kendini dev aynasında görmekten vazgeç artık. D)Sen kendini boş yere üzüyorsun be kardeşim! E)Geleceğe yönelik kararları sen kendin vermelisin. _______________________________________ 
12. ”Elindeki kaşık ve çatalı peçeteye sardı , masaya bıraktı.” Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A)Tamlama yanlışlığı B)Gereksiz sözcük kullanımı C)Nesne eksikliği D)Mantık yanlışlığı E)Özne eksikliği ___________________________________ 
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik sıfat kullanılmıştır? A)Saçları sarı bir kadın seni sordu. B)Uzun boylular daha iyi basket oynar. C)Bahçenin yıkık duvarını tamir etmişler. D)Dokunaklı bir ses tonu vardı kızın. E)Evin salonu ve odaları çok genişti. _________________________________________ 
14. Burada yapayalnız kaldım işte. Her gün senin yokluğunu, sensizliğin acısını, ayrılığı düşünüyorum.Senlik benlik davasına düşeceğimize kendimiz olsaydık ne iyi olurdu, diye kendime kızıyorum.Gel gör ki , elimden bir şey gelmiyor.Senin hayatın sana, benimki bana diyorum artık. Bu parçada sözcük olarak kaç farklı türde zamir kullanılmıştır? A)4 B)5 C)6 D)7 E)8 ________________________________________ 
15. Kimi ad tamlamalarında tamlayanla tamlanan yer değiştirebilir. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu kural örneklenmiştir? A)Aşağıdan, yukarıdan yolun sonu görünüyor. B)Yerini sorsalardı ülkemizin kalbimizi gösterirdik. C)Yokluğun cehennemin öbür adıdır. D)Ayrılığın, özlemin, her şeyin bir hazzı var. E)Gönlüm ayak sesinde ,gözüm merdivendedir. ______________________________________ 
16. Ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam Böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak Bu dizelerde kaç zaman zarfı kullanılmıştır? A) 1 B)2 C)3 D)4 E)5 ______________________________________ 
17. “Evimizin her tarafı yosun kokuyordu.” Yukarıdaki cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) Özne- nesne- yüklem B) Nesne- özne-yüklem C) Özne-zarf tümleci- yüklem. D) Özne- yüklem E) Nesne-yüklem. ______________________________________ 
18. “Zirvede yılana da kartala da rastlarsınız; ancak biri uçarak, diğeri ise sürünerek çıkmıştır oraya.” Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye en yakındır? A) Yüksek mevkilerde iyilere de kötülere de rastlamak mümkündür. B) Yaşamda iyi bir yere gelebilmek ancak çok çalışmakla mümkündür. C) Yüksek mevkidekilerin bazıları, bulundukları konum- ları hak etmezler. D) Belli bir çaba sarf etmeden bir mevkiye gelenler orada kalıcı olamaz. E) Yüksek mevkilerde çalışanlarla çalışmayanlar bir arada bulunabilir. ____________________________________ 
19. Doğruları yalanlarla anlattığım, Göğüs kafesimin içinde bir yerde, Bir şiir dünyam var benim. Dünyadan çıkar orada yaşarım Yukarıdaki dörtlükle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Üçüncü kişiyle çekimlenmiş fiil yoktur. B) İki zincirleme ad tamlaması vardır. C) Bir sözcükte iki farklı ses olayı olmuştur. D) İki edat (ilgeç) vardır. E) İki zamir (adıl) vardır. ________________________________________ 
20. Öfkeni yapraklara yaz, Sonbaharda dökülsün! Derdini rüzgârlara yaz, Estikçe uzaklara götürsün! Sevgimi kalbine yaz, Öldüğünde seninle mezara gömülsün! Yukarıdaki şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) 1. dizede yansımadan türemiş bir sözcük kullanılmıştır. B) Tamlananı düşmüş isim tamlaması kullanılmıştır. C) 1. , 2. ve 3. cümlelerde anlatım bozukluğu vardır. D) Son dizede iyelik eki yoktur. E) 2. ve 3. cümleler, içinde girişik birleşik cümle barındıran sıralı bağımsız bir cümledir. ________________________________________
21. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi birden fazla yapım eki almıştır? A)Olaylara çok karamsar bakıyorsun. B)Kaldırımsız bir yolumuz kalmasın. C)Bu girişimim de sonuçsuz kaldı. D)Mankenlerden bazıları sutyensiz çıkıyor. E)Taşlıkta ne arıyordun? ____________________________________ 
22. Aşağıdaki cümlelerdeki altı çizili sözcüklerden hangisi birleşik bir sözcüktür? A)Bazen çok kötü şeyler düşünüyorum. B)Doktorlar, kaplıcaya gitmemi öneriyor. C)Anadolu’nun dört bir yanından aşıklar geldi. D)İşte bu gündür 19 Mayıs. E)Bu şehrin sensiz tadı yok be gülüm. ________________________________________ 
23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik bir isim yoktur? A)O günlerde giyecek bir ayakkabımız dahi yoktu. B)Bu denemenin sonuçlarını ne zaman alırız? C)Bendeniz Yusuf Kenan, ne alırdınız? D)Eğer böyle yapacağını bilseydim hiç başlamazdım. E)Çocuklar, niçin beni üzüyorsunuz? _________________________________________ 
24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çoğul eki (–lar, -ler) kullanılmamıştır? A) Cömert derler, maldan ederler;yiğit derler, candan ederler. B) Şu okulun bahçesinde öğrencilerin olmadığını bir düşün. C) Ellerin, ellerin ve parmakların, bir nar çiçeğini eziyor gibi. D) Tüm sevgiler zamanla biter ;ama benimki bitmedi anlayamadım. E) Akşamları gelir incir kuşları, konar bahçenin ağaçlarına. _________________________________________
25. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük farklı işlevde bir ek almıştır? A) Gördüğün o kırmızı yazmalı kız benim sevdiğimdir. B) Şu kolu dövmeli adamı tanıyor musun? C) Bakışın tarçın kokmalı, gülüşün can yakmalı. D) Anlaşmalı olduğumuz başka bir iş yeri yok. E) Bu sanatçımız hep korumalı gezer. 



EDATLAR KONU ANLATIMI(hzl:serhan öğüt)

EDATLAR

Tek başlarına anlamları olmayan, başka kelimelerle öbekleşerek değişik ve yeni anlam ilgileri kuran, birlikte kullanıldıkları kelimelere cümlede anlam ve görev kazandıran kelimelere edat denir.
Bazı dil bilgisi kitapları bağlaçları, edatları ve ünlemleri bir araya getirerek edatlar başlığı altında şu şekilde sınıflandırır:

Bağlama edatları bağlaçlar
Sonçekim edatları edatlar
Ünlem edatları ünlemler

Özellikleri ve Örnekler


]Türkçede isimler ve fiiller anlamlı kelimelerdir. Edatlar ise tek başlarına anlam ifade etmezler; ancak cümlede anlam kazanır veya sadece diğer kelimelere anlam katarlar.

“için, kadar, -e kadar, gibi, göre, ile, üzere, yalnız, -e karşı, sanki, ancak, -den beri, -e doğru”

]Kelimeler arasında çeşitli anlam ilişkileri kurduğu için edatlara yardımcı kelimeler de denir.

Ders çalışmak için odasına çekildi. (amaç)
Kurt gibi acıkmıştım. (benzerlik)

]Edatlar önceki kelimeyle sonraki kelime arsında anlam ilgisi kurar. Bağlaçtan ve zarflardan farkı, yeni bir anlam ilgisi koruyor olmasıdır.

Sözlüden yine zayıf almış. (zarf)
Eve gittim, fakat onu bulamadım. (bağlaç)
Konuşmak üzere ayağa kalktı. (edat)

]Edatlar cümleden çıkarılınca cümlenin anlamında bir eksiklik, daralma veya bozulma olur.

Güneş gibi başı göklere erdi. →edat çıkarılınca→ Güneş başı göklere erdi.

]Tek başlarına kullanamazlar. Başka kelimelerle birleşerek sıfat ya da zarf görevli öbekler oluştururlar.

Dağ gibi adam yok oldu gitti. (sıfat öbeği)
Sen de benin kadar çalışsan... (zarf öbeği)

]Tek başlarına iken isim, sıfat, zarf, bağlaç olarak kullanılabilir. Bu durumda edat olmaktan çıkar:

Karşı köyde akrabaları vardı. sıfat
Her söylenene karşı çıkıyor. birleşik fiilde isim
Bana doğruyu söyle. isim
Doğru söze ne denir? sıfat
Lütfen doğru oturun. zarf
Beride bir adam duruyor. isim
Beri taraf oldukça dikenli. sıfat
Biraz beri gel. zarf
Meyveler güzel, yalnız biraz renksiz. bağlaç

]Bazı edatlar sadece hâl ekleri ile birlikte kullanılırlar. Bazıları da üzerlerine ek alabilirler:

-e kadar, -e doğru, -den beri
bu kadarını, senin gibisi

]Cümlede veya isim tamlamasında isim görevi alabilir; ek-fiil alarak yüklem olabilir.

Bu paranın ne kadarı sizin? (iyelik eki almış, isim gibi kullanılmış, nesne olmuş)

Her şey bıraktığım gibiydi. (ek-fiilin “di”li geçmiş zaman çekimi ile isim gibi kullanılmış, yüklem olmuş)

]Edat grupları (edat ve edattan önceki kelimenin oluşturduğu kelime grubu) cümlede çoğunlukla zarf veya edat tümleci olur.

Sabaha kadar ders çalıştık. (zarf tümleci)
Eve doğru yürüdüm. (edat tümleci)
Başlıca Edatlar

“ile”

] “Araç, alet, neden, zaman, birliktelik” ilgisi kurar.
Ankara’ya uçakla giderler. (araç)
Bizi boş vaatlerle kandırdılar. (araç)
Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu. (beraberlik)
] “-le” şeklinde bitişik de yazılabilir.

Çocuk ile→çocukla
Araba ile→arabayla

] “ne ile, kiminle” sorularına cevap verir.

Sözünüzü balla kesiyorum. (araç)
Yar ile sohbet ne güzel. (birliktelik)

Not: “ile” kelimesi “ve” gibi kullanılırsa bağlaç olur.

Bir kola ile simit aldım. (kola ve simit)

Soyut bir kelimeyle öbekleşirse edat değil “durum zarfı” olur.

Öfkeyle kalkan zararla oturur. (nasıl, öfkeli ve zararlı)
Sevinçle boynuma sarıldı. (nasıl, sevinçli bir hâlde, durum zarfı)
“gibi”


Benzetme edatlarındandır.
Yalın hâldeki kelimelerle birlikte kullanılır.
Benzetme, eşitlik anlamları katar.

] Birlikte kullanıldığı kelime ile birlikte sıfat, zarf ve isim olabilir.

Adamın demir gibi bileği vardı. (sıfat, benzetme)
Kurşunlar, yağmur gibi yağıyordu. (zarf, benzetme)
Uyandığı gibi yataktan fırladı. (zarf, anında, zaman anlamı katmış)

] İsim veya zarf gibi kullanıldığında cümle öğeleri oluşturur. Bu durumda ek alabilir.

O anda utançtan ölecek gibiydi. (isim, yüklem)
Onun gibisi nerede bulunur? (isim, özne)

]Bu edatın yerini bazı ekler alabilir:
Şöyle garip bencileyin. (benim gibi)
Kadın bir gülüşü vardır onun. (kadın gibi)

“sanki”


Benzetme edatıdır.
“san” ve “ki”nin birleşiminden oluşmuştur.
Bu edatı bulunduran cümlelerde “sanmak, zannetmek” anlamları vardır.
“benzetme, uyarı, sözüm ona, sözde, inanmama” anlamları katar.

Biri kapıyı çalıyor sanki. gibi, öyle zannediliyor
Sanki bütün kabahat benim. sözde, inanmama
Gelseydi ne olurdu sanki? ne olacağını sanıyordu ki?
Kısa öyküde daha başarılı sanki öyle gibi.

Not:sanki” edatıyla “gibi” edatı bir arada kullanılırsa anlatım bozukluğu ortaya çıkar:

Sanki beni dövecek gibiydi. (yanlış)
“Beni dövecek gibiydi.” ya da “Sanki beni dövecekti.”
“kadar, -e kadar”

Benzetme edatlarındandır.
Yalın hâldeki veya –e yönelme eki almış kelimelerle kullanılır.
“kadar” şeklinde kullanıldığında üzerine ek alabilir.

] “Karşılaştırma, benzerlik, eşitlik, yaklaşıklık, ölçü” anlamları katar.
Biz de onlar kadar başarılıyız. (eşitlik, benzerlik, ölçüsünde)
Gül kadar güzelsin. (benzerlik)
Mektubu okuyunca köyünü görmüş kadar sevindi. (gibi)
Bir ton kadar kömür almış (ölçü, aşağı yukarı)

] Birlikte kullanıldığı kelimeyle isim, sıfat ya da zarf oluşturur.

Biz bu kadarına da alışığız. (isim)
İçmiş kadar olduk. (zarf)
Evin deniz kadar havuzu var. (sıfat)

] Ad tamlamasında ad (tamlanan) olarak da kullanılabilir.

Vefasızlığın bu kadarını da görmemiştim. (isim, ad tamlamasında tamlanan)
] “kadar” kelimesi zarf tümleci de yapar, edat tümleci de:

Dershaneye kadar gidelim. (edat tümleci)
Akşama kadar çalıştık. (değin anlamında, zarf tümleci)

“için”

“Amaç, neden, özgülük, görelik, karşılık” bildirir.
“Hakkında, nedeniyle, yüzünden, maksadıyla” anlamlarını ifade eder.
Yalın hâldeki ya da iyelik eki almış kelimelerle birlikte kullanılır.
İsim olarak kullanıldığında üzerine ek alabilir.

] Bu edatla kurulan söz öbekleri, cümlede genellikle edat tümleci olarak kullanılır.

Çalışmak için başvurdu. (amacıyla, başvurunun amacı, sebebi)
Sınavı kazanmak için çalışmak gerekir. (sınavı kazanmanın şartı)
Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük)
Bu iş için kaç lira ödedin? (karşılık)
Senin için sorun yok tabi. (görelik)
Bizim için ne diyorlar? (hakkımızda)
Sizin için üç kişilik yer ayrıldı. (aitlik)
] “-e” yönelme hâl eki ve “üzere”, “-e göre”, “diye” edatları bazı durumlarda bu edatın yerini tutabilir:

Bu ayakkabıyı babam için aldım → babama aldım.
Uyumak için odasına çekildi→uyumak üzere
“üzere, üzre”


] “Amaç, koşul, zamanda yakınlık, gibilik” anlamları katar.

Sorunu halletmek üzere gidiyorum. (amaç, için)
Kitabı yarın vermek üzere alabilirsin. (şartıyla, koşul)
On dakika konuşmak üzere kürsüye çıktı. (için, amaç)
] Bu edatın üzerine ek gelebilir:

Tam da yola çıkmak üzereydik.
“-E göre”

Yönelme hâl ekiyle birlikte kullanılır, yani bu eki almış kelimelerden sonra gelir.Kendi üzerine de ek alabilir.

] “Görelik, uygunluk, yönünden, bakımından ve karşılaştırma” anlamları katar.
Başbakana göre enflâsyon düşük. (açısından)
Ayağını yorganına göre uzat. (bakarak, ölçüsünde, uygunluk, kadar)
Allah dağına göre kış verir. (uygunluk)
Siz bana göre daha gençsiniz. (karşılaştırma)
] “-ce” eki bu edatın yerini tutabilir.
Bence bu iş burada biter. (bana göre)
“karşı”

] “-e” yönelme hâl ekiyle kullanılarak “için, hakkında, yönelme, ilgili olma” anlamları katar.

Edebiyata karşı ilgim vardı. (hakkında, yönelik)
Denize karşı bir balkonu var. (yönelik)

] Zaman bildiren kelimelere eklenip “doğru, sularında” anlamları katar ve zarf öbeği oluşturur.

Yağmur sabaha karşı yeniden başlamıştı. (doğru)
Sabaha karşı uyuyabildim. (zarf öbeği)

Not: “karşı” kelimesi isim ve sıfat olarak kullanılabilir; birleşik fiil yapabilir.

Karşı köyde akrabaları vardı. (sıfat)
Derenin karşısına geçtik. (ad)
Her söylenene karşı çıkıyor. (birleşik fiil)

“diye”


Amaç ve neden ilgileri kurar.

Terfi edeyim diye yağcılık yapıyor. (amaç)
Yağmur yağıyor diye dışarı çıkmadı. (neden)

“doğru”


] Yönelme eki ile birlikte kullanılarak yön bildirir.

Ormana doğru yürüdük.
Bana doğru bakıyor.

] Zamanda yakınlık bildirerek zarf öbeği de oluşturur.

Akşama doğru geldiler. (zarf öbeği)

] Ad, sıfat ve zarf da olabilir. Bu durumlarda edat değildir.

Bana doğruyu söyle. isim
Doğru söze ne denir? sıfat
Lütfen doğru oturun. zarf


“dolayı, ötürü”


] Ayrılma hâl ekiyle birlikte neden ilgisi kurar.

Zayıflıktan dolayı sık sık hastalanıyor.
Çalışmadığından ötürü canı sıkılıyor.

] “-den” ekiyle de aynı anlam sağlanır.
Sıkıldığımdan dışarı çıktım.

“karşın, rağmen “


Yönelme ekiyle birlikte karşıtlık ilgisi kurar.
Çok uğraşmama karşın başaramadım.
Tanımamasına rağmen onu takdir ediyordu.

“beri”

] “-den” ayrılma hâl ekiyle birlikte eylemin başlangıç yerini ve zamanını belirler.
Dün akşamdan beri görülmedi.
Okuldan beri hiç susmadı.
] “beri” kelimesi ad, sıfat, zarf da olabilir. Bu durumda edat değildir.
Beride bir adam duruyor.
 
   
TOPLAMDA 23095 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol